Türkiye, İflasa Doğru Sürükleniyor

DEVA Partisi İstanbul İl Başkan Yardımcısı Ulaş İke, Millet İttifakı’nın çalışmaları ve hükümetin ekonomik durumu hakkında birtakım önemli açıklamalarda bulundu.

Yargıtay’ın açıkladığı verilere göre haziran ayında üye sayısını en çok yükselten parti DEVA olduğuna değinen DEVA Partisi İstanbul İl Başkan Yardımcısı Ulaş İke, partisi hakkında önemli açıklamaları Gazeteci Mehmet Bayar’a anlattı. İke, ülke ekonomisinin yavaş yavaş iflasa sürüklendiğine değinerek, acil bir eylem planı hazırlanması konusunda uyarılarda bulundu. İke, Cumhur İttifakı’yla diyalog kurmak istediklerini ancak bir dönüş almadıklarını ifade ederek: “DEVA partisi olarak AKP, MHP ve diğer tüm siyasi partiler ile görüşmek isteriz. Mevcut iktidar partileri kendileri ile aynı düşünmeyen tüm siyasi partilerle diyaloğu kesmiş durumda.” dedi.

DEVA Partisi 2023 Türkiye’sine ne vaat ediyor?

Özgürlük, demokrasi ve adalet. Deva Partisi doksan cesur kurucu tarafından kuruldu. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının açıkladığı verilere göre son haziran ayında üye sayısını en çok yükselten parti DEVA oldu. DEVA’nın üye sayısı 11 bin 693 kişi artarak 153 bin 596’ya çıktı. Çünkü biz insanlara şunu vaat ediyoruz: “Kimseye ayrıcalık tanımayacak, kimseyi kayırmayacağız.”

DEVA Partisi’ni diğer siyasi partiden ayıran en büyük özellik nedir?

Yıllardır devam eden, belki de uzun yıllar daha devam edecek, ülkenin kronik hale gelmiş problemlerini çözebilecek tek anlayış DEVA Partisinde vardır. Bununla birlikte biz sadece eleştiride bulunan, muhalefet yapan bir parti değiliz. Sorunları tespit eden ve bu sorunlar için kapsamlı çözümler hazırlayan liyakat ile iş başına geçmiş bir ekibe sahibiz. Tarım, ekonomi, adalet, yüksek öğrenim gibi toplumun her kesimi tarafından iliklerine kadar hissedilen sorunlar hakkında 12 eylem planı açıkladık. Açıklamaya da devam ediyoruz. Bir bakıma mevcut iktidara çözüme yönelik ipuçları veriyoruz.

Altılı Masa’nın parçası olan DEVA Partisi, Millet İttikakı’nın ortaklarıyla İstanbul içinde nasıl bir yol izliyorsunuz?

İl ve İlçe başkanları ve teşkilatlar anlamında diyaloglarımız sürekli devam ediyor. DEVA partisi olarak AKP, MHP ve diğer tüm siyasi partiler ile görüşmek isteriz. Mevcut iktidar partileri kendileri ile aynı düşünmeyen tüm siyasi partilerle diyaloğu kesmiş durumda. Farklı fikirlerimiz olsa da ortak noktada buluşup diyalog kapılarını aralamayı, halkın sorunlarına çözüm üretmenin bir anahtarı olarak görüyorum . Hamasi ve ötekileştiren siyasi üslubun ülkemize fayda sağlamadığına toplum olarak -ne yazık ki- şahitlik ediyoruz.

Türk ekonomisinin gidişatı hakkında neler söylersiniz?

Dolar, enflasyon ve işsizlik aldı başını gidiyor. Ülke CDS’i rekor üzerine rekor kırıyor. BDDK liberal ekonomi piyasalarına müdahalede bulunuyor. Lafı eğip bükmeye gerek yok; Türkiye, iflasa doğru sürükleniyor. Bir sabah uyandığımızda ülke ekonomisinin iflas ettiğini göreceğiz gibi yanlış bir düşünce hakim toplumda. İflas böyle bir şey değildir. İflas bir süreçtir. Türkiye  olarak cumhuriyet tarihinin en yüksek faizini ödemeye başladık. Bu faiz yükünün sürdürülebilir olması mümkün değil. Ne yazık ki düzelmeye yönelik en ufak bir emare de yok. Siyaset biraz da fikirlerine güvenmek ile beraber yapılan yanlışı anlamak arasındaki denge demektir. Mevcut iktidar yaptığı hiçbir yanlışın sorumluluğunu üstlenmediği için hatalarından ders çıkaramıyor . Sayın Maliye Bakanımız haklıysa ve ekonomi gözlerdeki ışıltı ise üzülerek belirtmek isterim ki  dolaştığım hiçbir pazarda gözlerinde ışıltı olan bir vatandaş ile karşılaşmadım. Aksine vatandaşlarımızın üzerine bir karabasan gibi çöken bu ağır ekonomik koşulların her bir ferdin gözlerindeki feri söndürdüğünü gözlemliyoruz .

Peki Türkiye refaha nasıl ulaşır?

Bizim parti tüzüğümüzün 1. Maddesi özgürlük ile başlıyor. Genel Başkanımız bunu çok güzel anlatıyor: DEVA iktidarında sadece 90 dakikada basın, hukuk ve Merkez Bankası özgür olur. İhtiyacımız olan başlangıç noktası bu: “Özgürlük.” Gazeteciler bizi korkmadan eleştirebilecek, hakimler siyasi vesayet altında kalmadan hukuk sınırları içerisinde karar verebilecek, Merkez Bankası başkanı söz dinlemiyor diye görevden alınmayacak. Sosyal, siyasal ve hukuksal yapıyı sağlıklı bir denkleme oturtmadan ekonomik refaha ulaşamayız. Şunu çok iyi biliyoruz ki ekonomi sebep değil, sonuçtur.

Hükümetin enflasyonla olan mücadelesini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Enflasyon ile mücadele sadece hükümetin değil aynı zamanda Merkez Bankasının da görevi. Üstelik bu görev kanunla emredilmiş. İnternet sitesinde de yazar:“Merkez Bankasının temel amacı fiyat istikrarını sağlamaktır.” Lakin Merkez Bankası bu görevini unutmuş, döviz kurunu sabit tutmayı temel amaç olarak belirlemiş durumda. Şeffaf olmayan şekilde ülkenin 130 milyar dolar döviz rezervi bu amaç uğruna feda edildi. Kur korumalı mevduat faizinin hazineye yani biz vatandaşlara maliyeti 37,2 milyar TL’ye çıktı. Sonuç itibari ile Türkiye’de haziranda yıllık enflasyon TÜİK’e göre yüzde 78,62 ENAG’a göre yüzde 175,55 . Dolar kuru ise bugün itibari ile 17,70. Kısacası hükümetin enflasyon ile mücadele için aldığı her karar bizi daha da karanlığa götürüyor. 

Zafer Partisi’nin göçmenlerle olan politikasını değerlendiriyorsunuz?

Bunun hakkında kısa yorum yapmak çok zor. Göçmen politikasıyla alakalı büyük problemlerin olduğu aşikâr. Üstelik bu sorun  sosyal ve ekonomik olarak sadece Türkiye’nin taşıyabileceği noktayı da geçeli çok oldu. İvedi olarak çözüm üretilmesi gerekiyor. Lakin popülist söylemlerin, halkı kin ve nefrete yönlendirmenin bu sorunun çözümüne katkı sağlamayacağı da çok açık. Örneğin Suriye ile diyaloğu kapatarak Suriyeli göçmen sorununu çözmek mümkün değil.

Erken seçim bekliyor musunuz?

Eninde sonunda bu kararı almaları gerektiğini düşünüyorum. Erken seçim Anayasa’mıza göre Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 3. kez aday olmasının önündeki tek yol. Hükümet dövizi, enflasyonu frenleyebilir, ekonomik verileri biraz toplayabilirlerse erken seçime gitmek isteyecektir. Tabi bunu başarmaları mümkün değil. O yüzden erken seçimin 2023 Haziran ayından önce yapılacağını düşünüyorum. Tabi burası Türkiye, her an her şeyin olabileceğini de göz ardı edemeyiz.

Seçim güvenliğinden endişeniz var mı?

Türk toplumunda demokrasi kültürü  cumhuriyetten daha eskidir. Dolayısı ile halkın iradesi her zaman tecelli etmiştir. Darbelerden sonra dahi halk demokrasiye dönme konusunda çok kararlıydı. Yenilenen İstanbul seçimleri de bence buna verilecek çok güzel örneklerden biri. Biz Deva Partisi olarak sandıklara sahip çıkacağız. Halkımızla birlikte bunu gerçekleştireceğiz. Teknolojik gelişmelerle birlikte sandık pusulasının fotoğrafını çekmemiz artık yeterli. Bununla birlikte seçim güvenliği için başta parmak boyası gibi diğer tüm önlemlerin de alınması için çalışmaya devam ediyoruz.

ÖZGÜR ALAN

Gençler ve çocuklar konusunda çok ciddi kaygılarım var. Ben kendimi gelecek kuşaklara karşı borçlu hissetmiyorum. Ben kendimi gelecek kuşaklardan alacaklı hissediyorum. Örneğin babam emekli. Aldığı emekli maaşına iş gücüne katılım sağlayan bizler , ülkeyi yöneten siyasetçiler karar veriyoruz. Aldığı sağlık hizmetinin kalitesi de keza öyle. Emekli olduğum zaman daha müreffeh bir toplumda yaşamak istiyorum. İnsan onuruna yakışır emekli maaşı ve yüksek standartta sağlık hizmeti almak istiyorum. O gün bu şartları sağlamaya muktedir olacak şimdiki gençlere ise yatırım yapmak istiyorum. Hayatı dolu dolu yaşayıp tecrübe edinmeleri, kaliteli bir eğitim almaları gereken gençlerimiz ise siyasi ve ekonomik bir mengenenin içindeler. OECD ülkeleri arasında en mutsuz gençler bizim gençlerimiz. Ne o gençlere ne de kendimize bu kötülüğü yapmamalıyız.

Kaynak göstermek şartıyla alıntı yapılabilir.

You may also like...